Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
# Osmanlıda Devlet Yönetimi # Divan-ı Hümayun # Divan Üyeleri # Memleket Yönetimi # – Merkeze Bağlı Eyaletler # – Merkeze Bağlı Hükümet ve Beylikler # – Özel Yönetimli Eyaletler # Toprak Yönetimi # Miri Arazi Çeşitleri # Dirlik Sisteminin Amaçları # Osmanlıda Ordu # Osmanlıda Maliye # İltizam Sistemi # Osmanlıda Hukuk # Osmanlıda Sosyal Hayat # Osmanlıda Bilim-Kültür-Edebiyat-Sanat
Osmanlı Devletini, Osman Bey soyundan gelen hükümdarlar yönetmiştir. Yönetim babadan oğula geçmiştir. “Ülke hanedanın ortak malıdır” anlayışı I. Murat döneminde “devlet yönetiminin hükümdar ve oğullarına ait olduğu” kural haline gelmiştir. Fatih döneminde, devletin bütünlüğünü korumak için padişahlara kardeşlerini öldürme izni verilmiştir. Bu kanunname ile Osmanlı İmparatorluğu merkeziyetçi ve mutlakiyetçi bir karakter kazanmıştır. XVI. yüzyıl başlarında halifeliğin Osmanlı padişahlarına geçmesinden sonra Osmanlı Devleti, mutlakiyetçi ve teokratik bir imparatorluk haline gelmiştir. Fatih zamanında devletin bütünlüğü için kardeş katli gelenek haline gelmiştir. Bu durum I. Ahmet’e kadar devam etmiştir. XVII. yüzyıl başlarında I. Ahmet’ten sonra veraset sisteminde değişiklik yapılarak “Yönetimin hanedanın en yaşlı üyesinin hakkı olduğu” kabul edilmiştir.
Hükümdarlık alametleri; Para bastırmak, hutbe okutmak ve kılıç kuşanmaktır.
Vezirazam: Padişahın vekili.(Başbakan)
Vezirler: Bakanlar.
Defterdar: Maliye işlerine bakar.
Nişancı: Padişahın tuğrasını çeker,dirlikleri dağıtır.
Kazasker: Adalet işlerine bakar.
Müftü, Şeyhülislam: Din işlerinden sorumludur.
Kaptan-ı Derya: Deniz kuvvetleri komutanı.
Reis-ül Küttap: Dış işlerden sorumlu,bütün katiplerin lideri.
Yeniçeri Ağası: İstanbul’un güvenliğinden sorumlu yeniçeri ocağının amiridir.
NOT: Divan danışma meclisi niteliğindedir.
Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliği; dirlik sisteminin uygulandığı ve yıllıksız eyaletlerdir.Eyaletler sancaklara, sancaklar kaza ve köylere ayrılır. Kazalarda subaşılar(güvenlik),kadılar(adalet)görevlidir.
İç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlıya bağlılardı.Kırım, Eflak, Erdel Beyliği ve Hicaz Emirliği. Hicaz Emirliği dışındakiler yıllık vergi verirler ve ihtiyaç olduğunda orduya asker gönderirlerdi.
Bağdat, Mısır ve Tunus vs. Yıllık vergi verirler. Yöneticilerine Saliyane (yıllık maaş) verilirdi. Bu eyaletlerin gelirleri iltizama verilirdi.(Toprakların kiralanması)Mültezim ise kiralayan kişidir.
1- Öşür Arazi: Müslümanlara ait olan topraklar. (Öşür vergisi)
2- Haraci Arazi: Müslüman olmayan halka aittir. (Haraç vergisi)
3- Miri Arazi: Devletin malı olan topraklardır.
Üçe ayrılır;
a) Has: Geliri padişah ve divan üyelerine verilir.
b) Zeamet: İkinci dereceden devlet adamlarına verilir.
c) Tımar: Sipahilere verilir.
Eşkinci Tımarı: Savaşta yararlılık gösterenlere,
Mustahfaz Tımarı: Cami imam ve hatiplerine verilirdi.Topraklar mutlaka işletilirdi. Toprağı işlemeyenden resm-i çiftbozan vergisi alınırdı.
1- Tımar: Osmanlı ordusunun büyük bir bölümünü oluşturan tımarlı sipahiler sürekli savaşa hazır tutulmuştur. Ülkede güvenlik sağlanmıştır.
2- Vakıf Toprak: Geliri hayır kurumlarına ayrılan arazi.
3- Yurtluk Arazi: Sınır koruma görevlilerine ayrılan arazi.
4- Ocaklık Arazi: Kale muhafızlarına ve tersane giderleri için.
5- Mukataa: Geliri doğrudan doğruya hazineye giden toprak.
6- Malikane: Devlette başarılı olanlara verilir.
7- Paşmaklık: Padişahın kadınlarına ve kızlarına ayrılan arazidir.
1- Kapıkulu Askerleri: Paralı askerlerdir.Masraflarını devlet karşılar. Devşirmelerden seçilir. Savaşta padişah ve hazineyi korurlar. Piyadeler(yaya), Süvariler(atlı) olmak üzere ikiye ayrılır.
2- Eyalet Askerleri: Sadece savaş zamanında oluşur. Maaş almazlar. Dirlik gelirleriyle beslenirlerdi. Devlet masraf yapmadan bir orduya sahip olmuştur.
3- Yardımcı Kuvvetler: Bağlı beylik ve devletlerden alınan askerler. (Yörükler, sakalar, azaplar, derbentçiler)
Deniz Ordusu: İlk kez Orhan Bey döneminde Karesibeyliği’nden geçmiştir. İlk tersane Yıldırım döneminde Gelibolu’da kurulmuştur. (1391)Fatih ve Kanuni Döneminde donanma güçlendirilmiştir. Donanma komutanı Kaptan-ı Derya, askerlerine Levent ve Serdar denilmiştir.
Devletin Gelir Kaynakları:– Savaş ganimetleri(1/5)– Vergiler ikiye ayrılır.
a) Şer-i Vergiler; Öşür, Haraç, Cizye
b) Örf-i Vergiler; Ağnam (Hayvan) Avarız (Olağanüstü durumlarda alınan vergi), Çiftbozan (Toprağı işlemeyenden alınan vergi), Otlakiye (Otlak vergisi)… – Gümrük gelirleri– Bağlı beylik ve devletlerden alınan vergiler– aden,tuzla,orman gelirleri…
* Osmanlı ekonomisinin en güçlü olduğu dönem 15.-16.yy. dır. Fatih Döneminde Venediklilere verilen ayrıcalık, Kanuni Döneminde Fransızlara verilen kapitülasyonlarla Osmanlı zamanla açık pazar haline gelmiştir. Düşük gümrük vergileri ile istenilen amaca ulaşılamamıştır.
İltizam sisteminin uygulanması sonucunda;
Devlet eyaletlerin vergi gelirlerini peşin alarak nakit ihtiyacını karşılamış, alınan paralarla yönetici ve askerlerin maaşlarını karşılamıştır.
Mültezime bırakılan topraklarda asker yetişmemiş, tımarlı sipahilerin önemi azalmıştır.
Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve gerekli denetimlerin yapılmamasından dolayı halktan fazla vergi alınarak zor duruma düşürülmüştür.
Örf-i Hukuk: Örf,adet,gelenek,görenek.
Şer-i Hukuk: İslam hukuku.Mahkemeler herkese açıktı. Davalara kadılar bakardı. Kadılar Kazaskere bağlıydı.Örf-i hukuk alanında ilk kanunname Kanunname-i Ali Osman’dır.
Loncaların başlıca görevleri;
Ürünlerin kaliteli yapılmasını sağlamak ve fiyatları belirlemek
Esnaflarla hükümet arasındaki ilişkileri düzenlemek
Üyelere kredi sağlamak ve zararlarını karşılamak
Mesleki eğitim vermek idi.
Müslümanlar ile diğer dinlere mensup olan halk arasında ayrım yapılmamıştır. Osmanlı ülkesinde gayrimüslimler diledikleri işlerde çalışırlar, ibadetlerini serbestçe yaparlar, kendi dillerine ve dinlerine göre eğitim görürlerdi. Bütün halk aynı huzur, güven ve varlık ortamını paylaşarak barış içinde beraberce yaşarlardı. Gayrimüslimler askere alınmamış, bunun yerine askerlik yapabilecek erkekler devlete cizye adıyla vergi ödemişlerdir. Ticaret hayatında sürekli ve istikrarlı bir faaliyet gösteren gayrimüslimler zenginliklerini artırmışlar ve Osmanlı ülkesinde ticari hayata hakim olmuşlardır.
Tarih: 2016-04-29 10:50:58 Kategori: Tarih
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Osmanlı Kültür Ve Medeniyeti Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Osmanlıda Devlet Yönetimi
Osmanlı Devletini, Osman Bey soyundan gelen hükümdarlar yönetmiştir. Yönetim babadan oğula geçmiştir. “Ülke hanedanın ortak malıdır” anlayışı I. Murat döneminde “devlet yönetiminin hükümdar ve oğullarına ait olduğu” kural haline gelmiştir. Fatih döneminde, devletin bütünlüğünü korumak için padişahlara kardeşlerini öldürme izni verilmiştir. Bu kanunname ile Osmanlı İmparatorluğu merkeziyetçi ve mutlakiyetçi bir karakter kazanmıştır. XVI. yüzyıl başlarında halifeliğin Osmanlı padişahlarına geçmesinden sonra Osmanlı Devleti, mutlakiyetçi ve teokratik bir imparatorluk haline gelmiştir. Fatih zamanında devletin bütünlüğü için kardeş katli gelenek haline gelmiştir. Bu durum I. Ahmet’e kadar devam etmiştir. XVII. yüzyıl başlarında I. Ahmet’ten sonra veraset sisteminde değişiklik yapılarak “Yönetimin hanedanın en yaşlı üyesinin hakkı olduğu” kabul edilmiştir.
Hükümdarlık alametleri; Para bastırmak, hutbe okutmak ve kılıç kuşanmaktır.
Divan-ı Hümayun
Devlet işlerinin görüşüldüğü yerdir. (Bakanlar Kurulu) Orhan Bey döneminde kuruldu. Divan her milletten ve dinden vatandaşlara açıktı. Fatih dönemine kadar padişahlar başkanlık ederken, Fatih’ten itibaren Divan üyelerinin fikirlerini rahatça söyleyebilmesi için padişahlar Divan toplantılarına katılmamıştır. Bu uygulamadan sonra Divan’a sadrazamlar başkanlık yapmaya başlamıştır. “Son söz padişahındır.”Divan Üyeleri
Sultan: Devlet yönetiminde en yetkili kişidir.Vezirazam: Padişahın vekili.(Başbakan)
Vezirler: Bakanlar.
Defterdar: Maliye işlerine bakar.
Nişancı: Padişahın tuğrasını çeker,dirlikleri dağıtır.
Kazasker: Adalet işlerine bakar.
Müftü, Şeyhülislam: Din işlerinden sorumludur.
Kaptan-ı Derya: Deniz kuvvetleri komutanı.
Reis-ül Küttap: Dış işlerden sorumlu,bütün katiplerin lideri.
Yeniçeri Ağası: İstanbul’un güvenliğinden sorumlu yeniçeri ocağının amiridir.
NOT: Divan danışma meclisi niteliğindedir.
Memleket Yönetimi
Memleket yönetim bakımından üçe ayrılmıştır.– Merkeze Bağlı Eyaletler
(İstanbul’a yakın)Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliği; dirlik sisteminin uygulandığı ve yıllıksız eyaletlerdir.Eyaletler sancaklara, sancaklar kaza ve köylere ayrılır. Kazalarda subaşılar(güvenlik),kadılar(adalet)görevlidir.
– Merkeze Bağlı Hükümet ve Beylikler
(İstanbul’a az uzak)İç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlıya bağlılardı.Kırım, Eflak, Erdel Beyliği ve Hicaz Emirliği. Hicaz Emirliği dışındakiler yıllık vergi verirler ve ihtiyaç olduğunda orduya asker gönderirlerdi.
– Özel Yönetimli Eyaletler
(İstanbul’a uzak)Bağdat, Mısır ve Tunus vs. Yıllık vergi verirler. Yöneticilerine Saliyane (yıllık maaş) verilirdi. Bu eyaletlerin gelirleri iltizama verilirdi.(Toprakların kiralanması)Mültezim ise kiralayan kişidir.
Toprak Yönetimi
Toprak İslam Hukukuna göre Öşri,Haraci ve Miri arazi olmak üzere üçe ayrılır.1- Öşür Arazi: Müslümanlara ait olan topraklar. (Öşür vergisi)
2- Haraci Arazi: Müslüman olmayan halka aittir. (Haraç vergisi)
3- Miri Arazi: Devletin malı olan topraklardır.
Miri Arazi Çeşitleri
1-Dirlik: Geliri devlet memurlarına ve askerlere görev karşılığı verilen topraktır.Üçe ayrılır;
a) Has: Geliri padişah ve divan üyelerine verilir.
b) Zeamet: İkinci dereceden devlet adamlarına verilir.
c) Tımar: Sipahilere verilir.
Eşkinci Tımarı: Savaşta yararlılık gösterenlere,
Mustahfaz Tımarı: Cami imam ve hatiplerine verilirdi.Topraklar mutlaka işletilirdi. Toprağı işlemeyenden resm-i çiftbozan vergisi alınırdı.
Dirlik Sisteminin Amaçları
Topraklardan yararlanma gelir arttırma ve üretimde sürekliliği sağlamaktır.1- Tımar: Osmanlı ordusunun büyük bir bölümünü oluşturan tımarlı sipahiler sürekli savaşa hazır tutulmuştur. Ülkede güvenlik sağlanmıştır.
2- Vakıf Toprak: Geliri hayır kurumlarına ayrılan arazi.
3- Yurtluk Arazi: Sınır koruma görevlilerine ayrılan arazi.
4- Ocaklık Arazi: Kale muhafızlarına ve tersane giderleri için.
5- Mukataa: Geliri doğrudan doğruya hazineye giden toprak.
6- Malikane: Devlette başarılı olanlara verilir.
7- Paşmaklık: Padişahın kadınlarına ve kızlarına ayrılan arazidir.
Osmanlıda Ordu
Ordunun temelini Orhan Bey atmıştır.Yeniçeri ocağının temelini ise I. Murat atmıştır. Ordunun temeli kara ordusudur.1- Kapıkulu Askerleri: Paralı askerlerdir.Masraflarını devlet karşılar. Devşirmelerden seçilir. Savaşta padişah ve hazineyi korurlar. Piyadeler(yaya), Süvariler(atlı) olmak üzere ikiye ayrılır.
2- Eyalet Askerleri: Sadece savaş zamanında oluşur. Maaş almazlar. Dirlik gelirleriyle beslenirlerdi. Devlet masraf yapmadan bir orduya sahip olmuştur.
3- Yardımcı Kuvvetler: Bağlı beylik ve devletlerden alınan askerler. (Yörükler, sakalar, azaplar, derbentçiler)
Deniz Ordusu: İlk kez Orhan Bey döneminde Karesibeyliği’nden geçmiştir. İlk tersane Yıldırım döneminde Gelibolu’da kurulmuştur. (1391)Fatih ve Kanuni Döneminde donanma güçlendirilmiştir. Donanma komutanı Kaptan-ı Derya, askerlerine Levent ve Serdar denilmiştir.
Osmanlıda Maliye
Maliye Teşkilatı I. Murat zamanında kurulmuştur. Defterdar, mali işlerden sorumlu olan kişidir.Devletin Gelir Kaynakları:– Savaş ganimetleri(1/5)– Vergiler ikiye ayrılır.
a) Şer-i Vergiler; Öşür, Haraç, Cizye
b) Örf-i Vergiler; Ağnam (Hayvan) Avarız (Olağanüstü durumlarda alınan vergi), Çiftbozan (Toprağı işlemeyenden alınan vergi), Otlakiye (Otlak vergisi)… – Gümrük gelirleri– Bağlı beylik ve devletlerden alınan vergiler– aden,tuzla,orman gelirleri…
* Osmanlı ekonomisinin en güçlü olduğu dönem 15.-16.yy. dır. Fatih Döneminde Venediklilere verilen ayrıcalık, Kanuni Döneminde Fransızlara verilen kapitülasyonlarla Osmanlı zamanla açık pazar haline gelmiştir. Düşük gümrük vergileri ile istenilen amaca ulaşılamamıştır.
İltizam Sistemi
Osmanlı İmparatorluğu’nda XVI. yüzyılda bazı eyaletlerin vergi gelirlerinin açık artırma yoluyla belirli bir bedel karşılığında şahıslara satılmasına iltizam sistemi denilmiştir. Bu kişilere de mültezim adı verilmiştir.İltizam sisteminin uygulanması sonucunda;
Devlet eyaletlerin vergi gelirlerini peşin alarak nakit ihtiyacını karşılamış, alınan paralarla yönetici ve askerlerin maaşlarını karşılamıştır.
Mültezime bırakılan topraklarda asker yetişmemiş, tımarlı sipahilerin önemi azalmıştır.
Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve gerekli denetimlerin yapılmamasından dolayı halktan fazla vergi alınarak zor duruma düşürülmüştür.
Osmanlıda Hukuk
İkili hukuk sistemi vardır.Örf-i Hukuk: Örf,adet,gelenek,görenek.
Şer-i Hukuk: İslam hukuku.Mahkemeler herkese açıktı. Davalara kadılar bakardı. Kadılar Kazaskere bağlıydı.Örf-i hukuk alanında ilk kanunname Kanunname-i Ali Osman’dır.
Osmanlıda Sosyal Hayat
Osmanlı Devletinde köyde yaşayan halk; tarım ve hayvancılıkla, şehir ve kasabada oturanlar sanat ve ticaretle, uğraşırlardı. Osmanlı Devleti’nde esnaflar, esnaf ile hükümet ilişkilerini düzenleyen. Lonca adı verilen teşkilatlara üye idi. Her esnaf kendi çalışma alanıyla ilgili bir loncaya üye olarak koruma ve denetim altına girerdi. Osmanlı şehirlerinde ekonomik hayatın temeli durumunda olan loncaların dışında esnaflık ve zanaatkarlık yapmak mümkün değildi.Loncaların başlıca görevleri;
Ürünlerin kaliteli yapılmasını sağlamak ve fiyatları belirlemek
Esnaflarla hükümet arasındaki ilişkileri düzenlemek
Üyelere kredi sağlamak ve zararlarını karşılamak
Mesleki eğitim vermek idi.
Müslümanlar ile diğer dinlere mensup olan halk arasında ayrım yapılmamıştır. Osmanlı ülkesinde gayrimüslimler diledikleri işlerde çalışırlar, ibadetlerini serbestçe yaparlar, kendi dillerine ve dinlerine göre eğitim görürlerdi. Bütün halk aynı huzur, güven ve varlık ortamını paylaşarak barış içinde beraberce yaşarlardı. Gayrimüslimler askere alınmamış, bunun yerine askerlik yapabilecek erkekler devlete cizye adıyla vergi ödemişlerdir. Ticaret hayatında sürekli ve istikrarlı bir faaliyet gösteren gayrimüslimler zenginliklerini artırmışlar ve Osmanlı ülkesinde ticari hayata hakim olmuşlardır.
Osmanlıda Bilim-Kültür-Edebiyat-Sanat
Osmanlı’da eğitim öğretim medreselerde yapılıyordu. İlk medrese Orhan Bey döneminde kuruldu. Daha sonra; Sahn-ı Seman ve Sahn-ı Süleymaniye medresesi açılmıştır. Medreselerden sonra en önemli okul ise; Enderun mektebidir. Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkar yetiştirmek amacıyla kurulan saray okuluna Enderun denilmiştir. İlk defa II. Murat tarafından Edirne sarayında kurulan bu okul, bazı düzenlemeler yapılarak ve ismi değiştirilerek 1910 yılına kadar devam ettirilmiştir. Devletin resmi dili Türkçe’dir. Yazı dili Osmanlıca’dır. Mimaride ise; Selçuklu ve Bizans’tan etkilenilmiştir. Dini yönden sakıncalı olduğu için resim ve heykelcilik yasaklanmıştır. Bunun yerine; minyatür sanatı ve yazı sanatları gelişmiştir.Tarih: 2016-04-29 10:50:58 Kategori: Tarih
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx